28 Kasım 2013 Perşembe
27 Kasım 2013 Çarşamba
26 Kasım 2013 Salı
Yeni tanıtım fotoğrafı!
Etiketler:
2013,
Lissa Dragomir,
set resimleri,
vampir akademisi
23 Kasım 2013 Cumartesi
Yeni bir Promosyon fotoğrafı!
OVAM, yeni bir fotoğraf paylaştı!
@VAOfficialMovie: VA fanlarından daha iyi fanlar var mı? İpucu: hayır. Eğer sende en büyük fanlardan biriysen RTle! #VAMovie
---------
@VAOfficialMovie: Are there better fans than VA Fans? Hint: no. RT if you’re the top VA Fan! #VAMovie
---------
@VAOfficialMovie: Are there better fans than VA Fans? Hint: no. RT if you’re the top VA Fan! #VAMovie
22 Kasım 2013 Cuma
19 Kasım 2013 Salı
Lucy Fry, IMC Partners ile Sözleşme İmzaladı!
Deadline'nin haberine göre Lucy Fry IMC Partners ile sözleşme imzaladı!
20 yaşındaki Lucy Fry, Amerika'daki ilk sinema oyunculuğunu Şubat ayında The Weinstein Company'nin Sevgililer Günü'nde gösterecek olduğu, Richelle Mead'ın en iyi satan gençlik-yetişkin kitabı olan "Vampir Akademisi"yle yapacak. Fry zamanını Avustralya ve Los Angeles arasında geçirecek. Ayrıca Lucy'i, IAM'dan David Guillod ve Mike Gillespie, Avustralya'dan Monica Keightley temsil ediyor.
According to Deadline, Lucy has signed with ICM Partners.
The 20-year-old Fry makes her stateside debut in February in The Weinstein Co.’s Valentine’s Day release Vampire Academy, based on Richelle Mead’s bestselling young adult novels. Fry will split her time between Los Angeles and Australia. She’s also repped by IAM’s David Guillod and Mike Gillespie and by Monica Keightley in Australia.
Lucy Fry Source / Çeviri: fry's
20 yaşındaki Lucy Fry, Amerika'daki ilk sinema oyunculuğunu Şubat ayında The Weinstein Company'nin Sevgililer Günü'nde gösterecek olduğu, Richelle Mead'ın en iyi satan gençlik-yetişkin kitabı olan "Vampir Akademisi"yle yapacak. Fry zamanını Avustralya ve Los Angeles arasında geçirecek. Ayrıca Lucy'i, IAM'dan David Guillod ve Mike Gillespie, Avustralya'dan Monica Keightley temsil ediyor.
According to Deadline, Lucy has signed with ICM Partners.
The 20-year-old Fry makes her stateside debut in February in The Weinstein Co.’s Valentine’s Day release Vampire Academy, based on Richelle Mead’s bestselling young adult novels. Fry will split her time between Los Angeles and Australia. She’s also repped by IAM’s David Guillod and Mike Gillespie and by Monica Keightley in Australia.
Lucy Fry Source / Çeviri: fry's
Etiketler:
2013,
Lissa Dragomir,
röportajlar,
vampir akademisi
Yayınlanacak VA fragmanından Lissa & Rose fotoğrafı!
Etiketler:
2013,
fragman,
Lissa Dragomir,
vampir akademisi
12 Kasım 2013 Salı
Lucy Fry, Ailesine ve Arkadaşlarına Teşekkür Ediyor!
Yahoo
8 Kasım 2013 Cuma
Lucy Fry, Facebook Üzerinden Hayranlarının Sorularına Cevap Verdi
Vampir Akademisi filminde Lissa rolünü almadan önce,
Lissa’yı duymuş muydun?
-Evet!
Sence Vampir Akademisi, son zamanlarda medyadaki vampir
algısını nasıl etkiler?
-Bence VA vampirleri insanlara karşı daha eğlenceli olarak
gösterecek.
Lissa rolüne girmek senin için zor muydu? Demek istediğim, ona
neler olduğunu anlamaya çalışırken ki duygu ve ruhunun acısını canlandırmak zor
muydu?
-Çekimlere başlamadan önce bir çok hazırlık yaptım ve bu
aşamaya gelebildim. Fiziksel tiyatro koçu ile depresyonun vücuduma nasıl
oturabileceği ve ona nasıl erişebileceğimle ilgili dersler aldım. Ruh’un
gücünün yanı sıra, bunu fiziksel keşif, farklı duyguları keşfetme ve
iyileştiğimde oluşan his yoluyla keşfettim. Oldukça yoğun bir süreç oldu çünkü
Lissa’nın iyileştiğinde acı çekmesi, idrak etmesi zor olan bir konu.
Lucy, Lissa’nın depresyonunun karanlık tarafını oynamak zor
muydu?
-Evet, bazen gerçekten zordu.Tüm gün boyunca karanlık
sahneler çekiyorduk ve günün sonunda iç sıkıntımdan kurtulmak benim için zor
oluyordu. Ama beni neşelendirmek için Zoey de vardı!
Lucy, çekmen gerken en zor sahne hangisiydi?... Ve
karakterin Lissa ile büyük bağlantın ve benzerliğin varmış gibi hissettin mi?
-Lissa ile olan bağım, senaryoyu ilk okuduğum andan itibaren
başladı. Ona aşık oldum ve ona derinlik, onun kısmını okuduğumda hissettiğim
hayatı vermeyi çok istedim. Onun diğer insan ve canlılara olan duyarlılık ve
içten gelen ilgisine bağlandım.Onun güçlerinin çok güzel olduğunu hissettim.
Ekibe seçilmeden
önce, kitapları okumuş muydun?
-Seçilmeden önce okumamıştım, ama seçildiğimi öğrendiğim
gibi Vampire Akademisi’ni en az 5 kere okudum.
Filmdeki favori repliğin nedir? Ve bu Lissa’nın söylediği
bir replik olmak zorunda değil.
-Oo! İyi bir tane var
-Geçen hafta tekrar çekimlerinde Dimitri için yeni bir replik
eklendi
-Başlangıçta ve oldukça komik ama bunu ele vermeyeceğim
Lucy, sosyal medyada çok aktif değilsin ama senin
hayranlarının ve VA fanlarının seni ne kadar sevdiği hakkında bir fikrin var
mı?
-Bu çok tatlı. Bilgisayarımı cehaletten çekip aldığın için
teşekkürler!
Herhangi bir İngiliz argo veya Rusça kelime öğrendin mi?
-Bir sürü İngiliz argo kelime öğrendim çünkü her gün İngiliz
ekibin konuşmasından kopya çektim. (Gerçek hayatımda Avustralya aksanı ile
konuşuyorum!)
Film, kitaba ne kadar benziyor? Hangi parçalar çıkartıldı?
-Film ana noktaları ve karakterleriyle tamamen kitaba
benziyor ama biz ölü hayvan tehditleri olan bir çifti ve ince ayrıntıları
çıkarttık. Lissa’nın psikolojik yolculuğu olabildiğince kitaba yakın tutmaya çalıştım
çünkü onun kitaptaki dönüşümlerini seviyorum. Yani Lissa’nın olgunluğa erişmesi
filmde aynı ama onu oraya getirecek ana olaylar filme uyacak şekilde
değiştirildi.
Filmdeki favori sahnen nedir?
-Zoey ile olan açılış sahne benim favorilerimden biri çünkü
bu çok eğlenceli ve şakacı ve ciddi aksiyon devreye girmeden önce onların uzun
geçmişini gösteriyor!
Vampir Akademisi’nin
oyunculuğu konusunda favorin ne ve sence kitaba mümkün olduğunca sadık
kalınmış mı?
-Benim oyunculuk konusunda favori kısmım, böylesine mükemmel
ekipteki insanlardı. Tüm oyuncular kitaptaki karakterlerine sadık kaldılar ama
bazı yeni detaylar vardı ve bu kitaptan biraz daha hızlı. Film bağın psikolojik
kısımlarına pek girmiyor – filmde var ama film daha çok aksiyon kısmıyla ilgili.
Her şey enerji ve mizah ile çabucak oluyor.
Eğer Lissa dışında bir karakteri oynayabilseydin, kimi
seçerdin?
-Dimitri!
Zoey ile olan ilişkinizi birkaç kelime ile anlatabilir
misin? Lütfen?
-Harika, güçlü, sevgi dolu, eğlenceli, destekleyici. VA’yı
birlikte çektikten sonra birbirimizin içini dışını biliyoruz. O hemen hemen
bizim insan hayatımızda da aklımı okuyabiliyor.
Lucy, Zoey sana sorular yolluyor şuanda! Haha onunla en
sevdiğin set anın ne?
-Gerçekten mi? Nerede? Haha Bu bilgisayar şeylerinde çok
kötüyüm!
-Benim Zoey ile favori set anım.... Bir sürü var!
-Ben, Zoey ve Dom ile kilisede olan bir sahne vardı ve
hepimizin tekrar yakınlaştığı, filmin sonuna doğru olan bir sahneydi. Sorunlar
ve tehlike ile dolu bir çok sahne ardından huzurlu ve yakın bir sahne çekmek
çok hoştu.
-Karakterlerin de tekrar yakınlaştığı gibi. Zoey,Dom ve ben
hep yakındık!
Eğer Moroi,Dhampir veya Strigoi arasında bir seçim
yapabilsen, hangisini seçerdin ve neden?
-Ruhun gücüne sahip olmayı seviyorum. Onunla birlikte gelen
deliliklerle haraket etmek gerçekten zor ama bence bu gücün dünyanın en havalı
gücü. Bu yüzden ben Moroi diyorum.
Richelle Mead'in vampirlerin üzerindeki değişiminden
hoşlanıyor musun? Ve aynı zamanda Lissa'yı oynamanın senin için favori parçası
nedir? Bu arada seni seviyorum!
-Richelle'nin bu hikaye için üç farklı vampir formu
yaratmasını seviyorum. Bence gerçekten harika.
Avustralya'dan gelip, böyle sadık bir fan kitlesine sahip
büyük bir filmin ekibine katılmak nasıl bir his? Göz korkutucu mu? –Dost bir Avustralyalı’dan.
-Woaw selam Avustralya! Evet, ben Lissa'yı olabildiğince
kitaba sadık olarak oynamak için kendime çok baskı yaptım. Ama bence o filmde
biraz daha güçlü, sanki mücadelesi sırasında dayanıklılık kazanıyor ama ondan kitapta
duyduğunuz gibi, onu biraz daha güçlü gösteren içsel bir diyalog
duyamayacaksınız.
Merak ediyorum, Rose’un zıttı olan bir rol oynamak ne kadar
korkutucu? Ya da, onların sahip olduğu bütünleşmiş sevgi yüzünden bu bir
rahatlatıcı mıydı? Bir filmde dikkat çekici bir rolü paylaşmanın zor olduğunu
sanıyorum.
-Benim için rahattı! Rose’un çok güçlü ve cesur olmasını çok
sevdim. Rose hep tamamladığı için ben daha fazla rahatlayabiliyordum. Ve hep
benim arkamı kolluyordu. Mükemmeldi.
Film kitaplar kadar heyecanlı olacak mı?
-EVET.
-Süper heyecanlı. Daha da heyecanlı yapmak için başka şeyler
de ekledik… ama kitabın akışını değiştirecek şeyler değil.
Tüm VA deneyimin sırasında katlanması en zor olan şey neydi?
-Yeşil göz lensleri! Küf yeşili bir dünyam vardı!
Eğer VA devam ederse, önümüzdeki 6 yada daha fazla yıllar
boyunca basın röportajlarıyla nasıl başa çıkacaksın? Alıştığında daha büyük bir
değişim.
-Hiçbir fikrim yok. Artık basın toplantısı yapmaya
başlıyorum ve film hakkında konuşmayı seviyorum yani bundan zevk alıyorum. Tüm
gün boyunca film hakkında konuşabilirim J
Sette takmak zorunda olduğun vampir dişleri can sıkıcı mı?
-Vampir dişlerini seviyorum! Çok eğlenceliydi, elimden
geldiğince onları takmak istedim. Ayrıca korkunç derecede gerçekçiler.
Çekmesi en duygusal olan sahne hangisiydi?
-Muhtemelen Victor tarafından işkence edilmesiydi.
Kitabın sette hayata geçirilmesini görebilmek nasıldı?
-İnanılmaz! Her şey hayal ettiğim gibiydi, hatta daha
görkemli.
Lucy, Vampir Akadamisi’ndeki performansıyla, film boyunca
kazandığın arkadaşlık ve seni ve ekibi koşulsuz şartsız destekleyen fan
grubuyla mutlu musun?
-Bu inanılmaz insanlarla tanışmak için daha heyecanlı
olamazdım. Filmi seviyorum ve umarım herkes benimki kadar sever. Lissa’ya tüm bu
süre boyunca tamamen bağlı hissettim, (özellikle psikotik günlerinde çok daha
fazla!) ve umarım herkes benim gibi ona bağlı hisseder.
Mark ve Dan Waters ile çalışmak nasıldı?
-İkisi de inanılmaz insanlar!!! İlk filmimde böyle yetenekli
iki abimle çalışmaktan daha iyi bir şey dileyemezdim. Adeta bir hediye gibiydi.
Filipinler süper tayfuna ulaşmak üzere (birkaç saat içinde
olmasını bekliyoruz) Filipin fanlarına kısa bir mesaj verebilir misin lütfen?
Teşekkürler.
-Selam Filipinler! Sıkı tutunun, tüm Lissa iyileştirme gücü
ve enerjisini yolluyorum size!
Etiketler:
2013,
Lissa Dragomir,
röportajlar,
vampir akademisi
7 Kasım 2013 Perşembe
4 Kasım 2013 Pazartesi
OVAM, Lucy'nin Resmini Paylaştı
3 Kasım 2013 Pazar
Fangirlsh ile Lucy Fry Röportajı
Londra’da yaşayan arkadaşımız Andrew’i Vampir Akademisi
setine gönderdik. Birkaç görüşme yaptık ve size her Cuma bu görüşmelerden
getireceğiz. Bugün, Lucy Fry ile başlıyoruz!
Soru: Vampir Akademisi’ni duymamış sayılı insanlar için,
karakterini tanıtır mısın?
Lucy: Lissa, vampir bir prenses. Moroi soyunun
vampirlerinden yaşayan bir vampir. Lissa’nın ailesi, 12 kraliyet ailesinden
biri. Tüm ailesi bir araba kazasında öldürüldüğünde o prenses oldu yani
kraliyet soyundan. Güzel, sevgi dolu, hassas bir kız. Ailesi göçüp gittiğinde,
hakkında konuşamayacağım bir çok olaylar olur. Ailesi onu geri kalan Moroi
vampirlerinden daha farklı kılıyor.
S: Lissa diğerlerinden farklı olduğu için, dışlanmış gibi
hissediyor mu?
Lucy: Evet. Kesinlikle herkesle ilişki kurmayı zor buluyor.
O kadar çok şey yaşadı ki, bu parçasını kayıp buluyor ve sanırım şimdi normale
dönmek onun için gerçekten çok zor.
S: Seni Lissa'ya çeken nedir? Onunla ilgili neyi bu kadar
çok sevdin de, onu canlandırman gerektiğini düşündün?
Lucy: Senaryoyu okuduğum ilk zaman ilk tepkim, Lissa ve
Rosa’nın arasındaki arkadaşlığı ve her şeye rağmen onların bunu taşıdıkları
için “Ben bunu sevdim,” oldu. Lissa’nın geçirdiği kötü zamanlar boyunca yardımı
için Rose’a güvenme şekli. Bence bu anlatılması gereken önemli bir hikaye.
S: Seçmeler ne kadar zordu? Seçilmek için ne yapman
gerekiyordu?
Lucy: Biraz tuhaftı. Avrupa'ya doğru çantamı topluyordum,
bir günlüğüne oradaydım ve Lissa seçmelerine girdim. İlk seferimde Amerikan
aksanıyla yaptım. Ve odada harika tepkiler aldım ve gerçekten heyecanlanmıştım,
sonraki iki hafta boyunca ses çıkmadı. Hayır olmadı, diye düşünüyordum. Sonra
menajerimi aradım ve bana “Evet, ilerliyorlar, herkesten bant kayıtları kabul
ediyorlar,” dedi. Ben de bir bant kaydı göndermeye ve bu kez İngiliz aksanımı
demeye karar verdim. Ve gönderdim, ertesi gün bir kafede otururken denemeler
için kabul edildiğimi söyleyen bir telefon aldım. Aynı zamanda denemenin de
neyle ilgili olduğunu bilmiyordum. Ertesi gün gittim ve aynı benim gibi gözüken
iki tane daha kız vardı ve “Vay canına, bu tüyler ürpertici,” dedim kendi
kendime. Başladık ve tüm günümüzü sahneler çekerek geçirdik ve bir gün sonra
yapımcılar, yönetmenler, yazarlar ve ekip yönetmeni ile bir öğle yemeğe gittik.
Zoey ve bana rolü kaptığımız söylendi.Resmen bir şok olmuştu. Bunun olmasını
beklemiyordum.
S:Buna alışabildin mi?
Lucy: Hayır. Belki filmi bitirdiğimizde alışacağım. Belki
sonra olacak.
Soru: Peki set nasıl? Herkesle olan atmosfer?
Lucy: Ah, gerçekten çok eğlenceli.
Soru: Özellikle Zoey. Onunla güçlü bir bağınız var.
Lucy: Evet. Zoey ve ben inanılmaz bir şekilde iyi
anlaşıyoruz. Birbirimizi çok destekliyoruz. Birisiyle gerçekten uzun zaman
geçirmek ve gece çekimleri yapmak –Gündüz 3’ten sabahın 5’ine kadar- bu seni
onunla normal hayatta bağlanamayacağın şekilde bağlıyor. Bu sadece - bu sadece
birbirini çok desteklemeyi gerektirir. Onunla çekim yapmak çok güzel. Ben
gerçekten ama gerçekten onu seviyorum.
S: Yani, sen filmde İngiliz aksanı kullanıyorsun?
Lucy: Evet.
S: Peki bu nasıl? Bu aktörlük kataloğundan seçip
yapabileceğin bir şey mi yoksa üzerinde çalışman gereken bir şey mi?
Lucy: Bunu önceden hiç yapmamıştım. Çekimlere başlamadan
önce bana çok ama çok yardımcı olan üç haftalık aksan eğitimim vardı.
Avustralya aksanından İngiliz aksanına geçmek aslında oldukça kolaydır. Tonlama
farklıdır, ama bir çok şey var. Örneğin, hiç R olmaması bizim için kolay çünkü
biz bunu kullanmıyoruz ama Amerikanlar İngiliz aksanını gerçekten zor
buluyorlar çünkü onlar R'yi söylüyorlar. Bu gerçekten tuhaf.
S:Peki ya Dominic(Christian) ile olan sahnelerin? Var mıydı,
varsa da nasıldılar? Aradaki uyum nasıldı? İnsanlar bu konuda bir şeyler duymak
için çok hevesliler.
Lucy: Ah, gerçekten mi? Gerçekten çok iyi anlaştık. Ve
sahnelerimizi çekerken çok eğlendik. Sürekli saçmalıyoruz, çok gülüyoruz ve
birbirimize şapşal suratlar yapıyoruz. Sahneler çok yoğundu ve o da kara kara
düşünüyordu. Yani bunu daha az ciddi göstermek için sahneler arasında biraz
gülmemiz gerekiyordu.
S: Son bir kaç gündür özellikle bugün, Richelle'nin
etrafındaydı. Nasıl geçti?
Lucy: Çok iyiydi. Lissa'yı nasıl yarattığı ve şimdi onun
hayat bulmuş şekilde karşısında dikilmesinin nasıl olduğu hakkında ona sorduğum
sorulara cevap alabildiğim için çok mutluyum. Bence bu onun için çok tuhaf.
Richelle, kendi zihninde Rose ve Lissa'yı yarattı ve şimdi onlara bakıyor.
Bence bu onun için inanılmaz bir şey olmalı.
S: Ne tür şeyler hakkında sorular sordun?
Lucy: Bu fikirler aklına nasıl geldi? Kitaptan film
yapılmasını görmendeki en büyük sürpriz neydi? Söylediği şeylerden biri,
kitabın filminin yapılmasının her şeyin kafasında hayal ettiğinden çok daha
mükemmel olması demek olduğuydu.Sete geliyor ve orada muhteşem kostümlerle
muhteşem sınıflar var ve onun kafasında bu basit bir okuldu ama o bu düzeyde
ele alınmasına hayret ediyordu. Hollywood’da sanırım. Onun kafasındaki bu
Hollywood resmi değildi.
S: Lissa’yı canlandırmanın en zor kısmının ne olduğunu
söylersin?
Lissa: Kesinlikle yeşil göz lensleri. Yeşil bir dünyaya
alışmak için gerçekten çok çaba gösterdim. Onları takıyorsun ve her şey biraz
daha küflenmiş gözüküyor. Oynadığım insanlarla iletişim kurmak zorlaşıyor çünkü
aramızda yeşil bir parlaklık oluyor. Her şeyi açık ve net görmek için büyük bir
dikkatle uğraşmalısın.
S: Olayların aksiyon tarafına girdin mi? Duyduğumuz eğitim…
Lucy: Hayır, ben prensesim. Tüm yaptığım nefes alıp vermek.
S: Bir şeyler kaçırıyor gibi hissediyor musun? Çünkü oldukça
havalı gözüküyor.
Lucy: Gerçekten bir aksiyon sahnesi çekmek istiyorum.
S: Favori sahneni çektin mi? Ya da favori sahneni çekecek
misiniz? Eğer öyleyse nedir, eğer söyleyebiliyorsan söyler misin?
Çeviri: fry's & Zeynep Ebrar
Kaynak: fangirlsh.com
Etiketler:
2013,
Lissa Dragomir,
röportajlar,
vampir akademisi
2 Kasım 2013 Cumartesi
Hypable, Vampir Akademisi Setinde!
Yapımcılar, eşit ölçüde, kişilerin hayranlarına yanıt vereceği şekilde karakterlerini oynayacağabilecek insanları seçti. Oyuncular arasındaki doğru kimyayı bulmak oldukça zahmetli oldu ve bu, seçmeler süresinde yolu kapatan engel oldu.Bağımsız seçmelerde bir çok etkileyici şeyler olmasına rağmen, konu diğer oyuncular ile karşılıklı etkileşime/ilişkiye geldiğinde, yapım ekibi gerçekten de pek memnun değildi.Örneğin, hem Rose hem de Dimitri ile iyi bir kimyaya sahip olan Lissa Dragomir'i canlandıracak birisini bulmak bilhassa zordu.
Komik gerçek: Lucy Fry(Lissa Dragomir), seçmelerdeki son kişiydi ve biter bitmez, rol ona teklif edildi.
Sonunda, çekimler arasında Lucy Fry'ı bir kaç dakikalığına yakaladık. Lucy yaşadığı deneyimden dolayı şaşkın olduğu ve filme dahil olabilmeyi başarmış olmanın verdiği kalıcı şoku geçirdiği görülüyor.
Lucy, seçmeler sırasında, istediği kadar iyi değildi. O profesyonel bantıyla birlikte, asıl normal aksanını yolladı, fakat hiçbir şey duymadı. Ama yine de vazgeçmek yerine, İngiliz aksanı deneyerek çektiği yeni bir bantını gönderdi. Günler sonra, bir telefon geldi ve rol, ona teklif edildi.
Richelle, Lucy’nin en büyük ilham kaynağı olmuş ve yazara, karakteri Lissa ile ilgili sayısız sorarak onu bunaltmış. Ve, kitapta mümkün olabildikçe çok ilham almaya çalışarak karakterine çalışmış. Yine de, bize yeşil lenslerle pek arası olmadığını söyledi.
Kast ile ilgili olarak, Richelle kast ekibinin oyuncular arasında fevkalade kimyayı sağlamak için zaman ayırmasından memnun olduğunu belirtiyor. Özellikle, “Zoey(Rose) ve Lucy(Lissa) arasındaki kimya, çok iyi yakalanmış.” Yapılan bu iyi kararları görünce, bize, bu işin üzerindeki kontrolünden vazgeçerek büyük risk aldığını, ama şimdi bunu yaptığı için memnun olduğunu söylüyor.
Komik gerçek: Lucy Fry(Lissa Dragomir), seçmelerdeki son kişiydi ve biter bitmez, rol ona teklif edildi.
Sonunda, çekimler arasında Lucy Fry'ı bir kaç dakikalığına yakaladık. Lucy yaşadığı deneyimden dolayı şaşkın olduğu ve filme dahil olabilmeyi başarmış olmanın verdiği kalıcı şoku geçirdiği görülüyor.
Lucy, seçmeler sırasında, istediği kadar iyi değildi. O profesyonel bantıyla birlikte, asıl normal aksanını yolladı, fakat hiçbir şey duymadı. Ama yine de vazgeçmek yerine, İngiliz aksanı deneyerek çektiği yeni bir bantını gönderdi. Günler sonra, bir telefon geldi ve rol, ona teklif edildi.
Richelle, Lucy’nin en büyük ilham kaynağı olmuş ve yazara, karakteri Lissa ile ilgili sayısız sorarak onu bunaltmış. Ve, kitapta mümkün olabildikçe çok ilham almaya çalışarak karakterine çalışmış. Yine de, bize yeşil lenslerle pek arası olmadığını söyledi.
Kast ile ilgili olarak, Richelle kast ekibinin oyuncular arasında fevkalade kimyayı sağlamak için zaman ayırmasından memnun olduğunu belirtiyor. Özellikle, “Zoey(Rose) ve Lucy(Lissa) arasındaki kimya, çok iyi yakalanmış.” Yapılan bu iyi kararları görünce, bize, bu işin üzerindeki kontrolünden vazgeçerek büyük risk aldığını, ama şimdi bunu yaptığı için memnun olduğunu söylüyor.
Çeviri: fry's
Kaynak: hypable.com
Etiketler:
2013,
Lissa Dragomir,
röportajlar,
set resimleri,
vampir akademisi
Lucy Fry, Seventeen Ofisinde!
seventeenmag:" #VampirAkademisi'nin süper sevimli yıldızı Lucy Fry, ofisimize uğradı! Kimler yeni film için heyecanlı?"
Etiketler:
2013,
Lissa Dragomir,
röportajlar,
sosyal paylaşım,
vampir akademisi
Lucy Fry'da Vampir Akademisi Devam Çekimleri İçin Londra'da!
Lucy Fry, Danila Kozlovsky, Zoey Deutch, Dominic Sheerwood ve bir kaç VA oyuncusu gibi, bir kaç sahnenin tekrar çekimi için 28 Ekim 2013'de Londra'daydı.
"VA çekimleri için, sevgili Londra'ya geri döndük. İngiltere bu günlerde, tuhaf bir şekilde ev gibi hissettiriyor."
"Back in lovely London for VA pick-ups. England is feeling strangely homely these days."
"Back in lovely London for VA pick-ups. England is feeling strangely homely these days."
Etiketler:
2013,
Lissa Dragomir,
set resimleri,
sosyal paylaşım,
vampir akademisi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)