Prenses Günlüğü
Gerçek hayatta Lucy Fry kendini bir 'drama budalası' olarak nitelendiriyor. The Cat Empire ve Jinja safari gibi Avustralyalı sanatçıların ürpertici müziklerini başarılı buluyor. Büyük ekranda, o insanları iyileştirme ve ölümden geri getirme gücüne sahip bir Moroi vampir prenses. "Bunun için fazla ev ödevi yaptım." diyor Richelle Mead'ın kitaplarından uyarlama film Vampir Akademisi'nde Lissa Dragomir rolünü sırtlamış 21 yaşındaki Lucy.
Lucy eski vampir filmlerini izledi, mükemmel İngiliz aksanı yaptı hatta yoga dahi yaptı. "Lissa'nın hareketlerinin hissedebilmek istedim ve bu yüzden prenses duruşu için yoga yaptım." diye paylaşıyor bizimle.
Film, Lissa ve onun yarı insan gardiyanı ve en yakın arkadaşı Rose(Zoey Deutch)'un iki yıl önce kaçtıkları yatılı okullarına geri dönmesiyle başlıyor. Ve daha önce hiç birlikte bir projede rol almamalarına rağmen, Vampir Akademisi seçmelerinde anında anlaştılar.
“Biz biraz asosyaldik ve çalışmayı seviyorduk bu yüzden her zaman birbirimizin sahnesinde birbirimize yardım ettik." diyor Lucy, Zoey Deutch ile setteki bağları hakkında.
Ve Aziz Vladimir Akademisi'nin yatakhanelerinde iki yüz tehlikedeyken, set biraz aldatıcıydı.
"Dom [Sherwood,Lissa'nın erkek arkadaşını oynuyor] ve benim aramda sette en çok kimin düşeceği hakında bir yarış vardı." Lucy, kazandığını da itiraf ediyor. "Bir kere, merdivenlerde takıldım ve yere düştüm, bacağımın üzerinde büyük bir morluk vardı. Şanslıyım ki, bacağım çorap ve uzun bir pantolon ile örtülüydü."
Büyük bir yara almak Lucy'i yapacağından alıkoyamaz. En iyi arkadaşıyla iki ay için Peruya dönerek son zamanlarda hedefini gerçekleştirdi. "Keşke hepsini yeniden yapabilsem" diyor Fry.
Lucy'nin yeni hedefi ne? "Elf olmak istiyorum." diyor ölümüne J.R.R. Tolkien hayranı. "Yüzüğün Efendisi kitaplarını ve filmlerini seviyorum." diyor. "Onlar harikalar!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder