8 Mart 2014 Cumartesi

2014 Dhampir Life Röportajı


-Zoey ile çalışmak nasıldı? Set dışında arkadaş oldunuz mu ve set dışında bir şeyler yaptınız mı yoksa çekimlerle çok mu meşguldünüz?
Lucy: Meşgul değildik, yaptık. Aslında eğlenceli şeylerden birisi Zoey’nin modayla ilgili olmasıydı ve beni alışverişe götürdü. Bu bir kızla eğlenmek için alışverişe gittiğim ilk zamandı. Biliyorum, bu garip, Amerika’da bunu yaparak büyürsün ancak ben bunu cidden yapmayarak büyüdüm. Sahil veya sörf yapmaya ya da yürüyüşe girebilirdik. Bu daha aktif, dışa dönük bir yaşam stili. Yani, evet onunla beraber elbiselerle oynamak gerçekten eğlenceliydi ve o bu konuda çok iyiydi ve bunu öğrenmek eğlenceliydi. Zoey gerçekten eğlenceli birisi ve çok şakacı, gürültülü, sevecen ve hassas.

-Pekala, güzel! Orada yeni bir yakın arkadaş elde etmişsin gibi duruyor.
Lucy: Evet!

-Filmdeki karakterinle ilgili neyi seviyorsun?
Lucy: Kalbini seviyorum. Bence Lissa’nın merkezi de o. Lissa gerçekten sevecen, kolay incitilebilir, bir çok yönden kırılgan ama aynı zamanda derin bir güce de sahip. Utangaç olmasına rağmen, bir lider ve onunla ilgili sevdiğim şeylerden birisi de ilk kitaptaki gelişimi, o bunun üstündeki kontrolünü kaybediyor çünkü Rose’u korumak istiyor ve bu çılgın lise hayatında olmak, etrafındaki herkesi manipüle etmek için güçlerini kullanıyor ve kendini kaybediyor. Ve onun en sonunda orta yolu bulmak için tamamen kendini kaybetmeye ihtiyacı var. Sondaki kısma ulaşmak için bu çılgınlığın kıvılcımını oynamaktan cidden zevk aldım.

-Lens ve sahte dişleri kullanmaya alışmak zor muydu? Gerçek yaşamda onları dışarı çıkartıp denemeler yaptın mı?
Lucy: Evet. Dişleri gerçekten dışarıda çıkarttım, evet, bu yaşandı!

-Onları nerede çıkarttın?
Lucy: Aslında arkadaşlarımlayken oldu. Onları sadece çıkarttım ve herkes “Aman Tanrım! Şunlara bak! Gerçekler!” moduna girdi.

-Danila ile setteki ilişkiniz nasıldı?
Lucy: Danila harika. Çok iyi bir insan ve çok komik, şapşal, şakacı ve tabii ki derin. O gerçekten harika bir aktör.

-Ekibin çoğu bana Danila’nın setteki en komik kişi olduğunu söyledi. Onun hakkında kesin bir hikaye var mı?
Lucy: Hepimiz Danila'ya aşığız, onunla evlenmek istiyoruz. Hatırlıyorum da bir keresinde, okulda bir odada bekliyorduk ve bu oda gerçekten çok sıkıcıydı, sonra tesadüfen bir kitabı gördü ve kitap görüp görebileceğiniz en büyük kitaptı, yarım metre filandı ve çok ağırdı. Ve o kitabı indirip (günlük okuyacağını umarak) karıştırmaya ve kitap ile odada yürümeye başladı. Bize skeç yaptı ve tüm skeç boyunca kitabı elinde taşıdı. O bir şeyi hemen komik yapabilen türden bir erkek.
-Bu onu setteki şaka ustası mı yapıyor?
Lucy: Evet, kesinlikle.

-Filmi anlatan resimli kitabı okudum. Danila'nın sana "Majesteleri",senin de ona "Efendim, gardiyanım?" dediğin doğru mu?
Lucy: Evet, bu doğru! *kahkaha atıyor* Bu oldu!

-Nasıl şakalar yaptılar?
Lucy:Sadece saçmalamış olmak için birbirimize şakalar yapmadık. Sadece durumu hafifletmek içindi ve birbirimizi kandırmanın aksine saçmalık olsin diye yapılmış karanlık ve vampir zımbırtısıydı.

-Senin kendi lise deneyemin nasıldı? Demek istediğim, sportif miydin? Çünkü bana sen sportif, popüler veya asosyal olabilirsin gibi geliyor?
Lucy: Popüler veya asosyal değildim. Pekala, sanırım biraz asosyaldim, tam bir drama ineğiydim. Bu doğru. Sporu çok seviyordum, sanırım kendimi bir çok aktivitenin içine attım ve zamanımın çocuğunu su topu, hokey, basketbol ve elimden geldiği kadar okul oyunlarına harcadım ve okul dışında tiyatro ve gitar çaldım. Sadece bir çok şey yaptım, ve sanırım dünya popülerliğinden korkuyordum ve kızlar aktiviteler yaparak bundan saklanıyor.

-Sosyal medyada çok güncel değilsin ama hayran sitelerini takip ediyorsun, değil mi? Onları az çok biliyorsundur?
Lucy: Onları hep gördüğümde annem "Ah, Lucy, bunlar senin sitelerinden birinde oldu!" diyor bende "Tamam, teşekkür ederim anne!" diyorum. Ama evet, sosyal medyada daha iyi olmak isterdim ama bilgisayarlara alerjikmişim gibi hissediyorim. Dün facebook merkezine gittik ve nasıl doğru kullanılacağını öğreneceksen, orası doğru yer.Ve oraya gittik, şu chat olayını yapmak için bilgisayarları açtık ve tabii ki benim hesabım kapandı. Facebook'taki insanlar bile, "ne olduğunu bilmiyoruz. bu daha önce hiç olmadı" modundaydı.
-İnternet senden nefret ediyor olmalı!
Lucy: Kesinlikle ediyor! Bu benim değil, Internet’in suçu!

-Dominic ile bir çok aşk sahnesi çektiniz, ikiniz bu kimyayı oluşturmak için set dışında bir şeyler yaptınız mı?
Lucy:Aslında bu Dom ile çok kolay oldu, ilk öpüşme sahnemiz çekimlerin ikinci gününe denk gelmişti ve tabii ki bu biraz garipti. "Selam! Seninle tanıştığıma memnun oldum. Pekala.." gibiydik ama bunu hemen üzerinden atmak güzeldi o yüzden biz de "ah tamam, şimdi bunun nasıl bir şey olduğunu biliyoruz. iyiyiz" gibiydik. Birlikteyken gerçekten çok şapşaldık ve bu gerçekten kolay bir ilişkiydi, birbirimizi çok güldürüyorduk ve hiçbir şeyi fazla ciddiye almıyorduk, yani çok eğlenceliydi.

-Kitaba aşina mısın? Senaryoyu okumadan önce kitabı okumuş muydun? Senaryodan aldığın ilk izlenimin neydi?
Lucy: Senaryoyu ilk okuduğumda senaryoyu çok beğendim çünkü Rose ve Lissa arasındaki arkadaşlık ilişkisi çok güzeldi. Ve bence kadın dostluğunun üstüne oluşturulan bir hikaye, çok güçlü ve çok heyecan vericiydi. Rolü kaptığımı öğrendiğim zaman, kitabı 6 kere okumuştum. Sanırım role hazırlanmak için tekrar ve tekrar ve tekrar okumaya da devam ettim. Üçüncü kitaba kadar okudum çünkü karakterimin önüne geçmek istemedim, sadece ilk kitaptaki dünyasındaki Lissa olmak istedim. Ve çekimleri bitirdiğimizde, ikinci kitabı okumak istedim bu yüzden umarım ikinci filmi çekebiliriz böyle de içselleştirilmiş bu hikayeye atlayabilirim. Ama şimdi seriye bağımlıyım ve duramıyorum, bu yüzden sanırım yakın zamanda bitireceğim.

-Eğer iyi giderse, ikinci film için geri dönüp, hazırlanmaya başlar mısın?
Lucy: Kesinlikle evet. Bunu seve seve yaparım.

-Bir doğaüstü film veya kitap fanı mısın?
Lucy: Evet, hayal gücünü seviyorum. Yüzüklerin Efendisi, çocukluğumdan beri benim favori serim.

-Gerçek hayatta bir Strigoi ile nasıl baş ederdin?
Lucy: Pekala, eğer filmdekilerden biriyse muhtemelen bir gardiyanın gelmesi için çığlık atarım. "Rose gel ve beni kurtar!" derdim.
-Ya da, “Zoey, NEREDESIN!?!” diye bağırırdın.
Lucy: EVET!! ZOEEY!!

-Film müziklerini değiştirmek için hiç şansın oldu mu?
Lucy: Aslında daha dinlemedim bile. Filmin Kasım montajını gördüm ve bayıldım ancak gerçek filmi galada izlemek istedim.

-Ne tür müzikler dinlersin?
Lucy: Halk müziği türünü seviyorum. Her yıl Avustralya'da "Woodford Halk Festivali" deniler bir festivale gidiyorum ve burası benim mutlu müzik yerimi aradığım yer. Gotye,Matt Corby ve bir çok Avustralyalı diğer aktrisler Angus ve Julia Stone, Cat Empire ve Babylon Circus gibi. Gerçekten, sadece eğlenceli deli müziği seviyorum.

-Daha kitabı okumamış yetişkin insanlara filmi nasıl açıklarsın? Onlar için filmde zevk duyulacak ne var?
Lucy: Eğer kitabı okumadıysanız bu gerçekten çok harika çünkü hiçbir önyargıya sahip değilsiniz ve filmin nereye gideceği hakkında hiçbir fikriniz yok. Filmin başlangıcında Vampir Akademisi dünyasını genel hatlarıyla anlatıyorlar, Moroi'ler güçleri olan yaşayan vampirler, Dampirler yarı insan-yarı Moroi ve Moroileri ölümsüz vampirler Strigoilerden koruyor. Eğer önceden bu genel anlatımı anladıysanız bu sizi bu dünyaya sokacak ve tüm bu vampir olmakla ilgili size normal gelecek, tüm çılgın şeyleri mümkün olarak düşüneceksiniz.Ve sözde hayali tabii ki çılgınca şey gerçekten olabilir çünkü biz şuan o dünyadayız. Bu yüzden, evet, eğer kitapları okumadıysanız bile filmi seveceksiniz.

-Filmin Harry Potter filmlerinden daha eğlenceli ve daha hafif olduğunu düşündüm, burada kimse ağlamaklı değil. Kimse sıkıntılı değil, bu eğlenceli. Beğendim.
Lucy: Evet! Buna sevindim. Bana göre en harika şey bu gemide Mean Girls'ün yönetmeni Mark'ın da olması. Bunu gerçekten ilginç, eğlenceli ve parlak tuttu.

-Karakterin bir kaç eğlenceli şey yapıyor. Zihin kontrolü ve flörtleşirken saçını geriye atmak gibi.. Sen gerçek hayatında bu karakter özelliklerini deniyor musun?
Lucy: Hayır! Bence daha çok gerçek hayatım için karakterimden bazı şeyler öğrendim. Ben de güçlü bir boynum olmasını istiyorum!

-Yani gerçek hayatında flörtöz hareketlerin yok?
Lucy: Hayır, yok! Gerçek hayatımda normal ve gerçekten garip biriyim.

-Kedi ile çalışmak nasıldı?
Lucy: Aman Tanrım, kedi dünyadaki en şirin şeydi! Sadece kediyi çok ama çok sevdim. Özellikle çekimler sırasında köpeğimi çok özlemiştim bu yüzden sette kediyi kucağıma almak benim için terapi gibiydi ve sadece bunun beni mutlu ettiğini düşündüm.

-Lissa gerçekten tapılası bir karakter. Ondan ne öğrendin? Bu soru bir hayrandan: Kendini Lissa’ya mı ve Mako Mermaids'teki Lila’ya mı daha yakın buluyorsun?
Lucy: Sanırım Lissa ile daha çok benziyoruz. Yaptığı her şeyi sevgi ile yapıyor ama bu dengesiz dünyada kendisi olarak kalmak için mücadele ediyor ve her şey tehdit altındayken Rose'u korumak ve güvende hissetmek için filmin belli bir noktasında karar veriyor ve kontrolü kaybederek gücünü diğer insanları manipüle etmek için kullanıyor. Ve, bence bu günlük yaşamda gerçekten ilginç bir şey, insanlar neredeyse her gün kendileri ile mücadele ediyorlar ve hala dünyaya karşı savunmasız hissediyorlar. Bu dürüst olmak ve güvenli hissetmek arasındaki bir denge. Benim için bu dengeyi bulmaya çalışan bir karakteri oynamak gerçekten ilginç oldu ve bence herkes kendi iç dünyasıyla relax hissetmek ve kendileri olabilmeleri için iyi bir ilişkiye sahip olmalı. Ve eğer bunu yapabilirseniz, kendisini kontor dışı hissettiğiniz zamanlarda bile, bu iç mücadeleden kurtulup bunu yönetebilirsiniz.

-Kendini ekranda vampir dişleri, lensler ve insanlardan beslenirken görmek sana çılgınca geldi mi? İlk gördüğünde ne reaksiyon verdin?
Lucy: Kendim gibi hissetmedim. Sanki bir şeye bakıyordum ve ona karşı "aman tanrım, buradaki çılgın, deli bir kadın! bu ben değilim" gibi davranıyordum.

-Hayran sitelerinden biri bilmek istiyor, film vizyona girdiğinde bir kutlama yapmayı planlıyor musun? Ekip arkadaşlarınla eğlenceli bir şey yapacak mısınız?
Lucy: Evet, muhtemelen dışarı çıkarız diye düşündüm. Ama annem burada ve benim için en heyecanlı şeylerden biri annemi ve erkek arkadaşımı ağırlamak çünkü onlar benimle birlikte galaya gelecekler ve beni tüm bu süreç zamanında desteklediler, bu gerçekten göz korkutucu ve aynı zamanda korkunç ve heyecan verici bir deneyim, bu yüzden onların elini tutmak beni daha iyi hissettirecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder