8 Mart 2014 Cumartesi

2014 Nylon Röportajı


Los Angeles'da ikindi vaktindeyiz ve Lucy Fry açlıktan ölüyor. Stilistler, gazeteciler konuşurken, derme çatma soyunma odasındaki bir kanepeye yerleşip, Yunan salatasına girişiyor. Üstündekini çıkartıp, siyah ve beyaz renklerden oluşan beyaz elbisesini giyip, etrafı tarıyor, etrafındaki kaosa rağmen, etkileyici bir iş çıkartan, 21 yaşındaki Avustralyalı aktris. "Aç mısın? Paylaşabiliriz." diye teklif ediyor. En az iki kere aynı teklifi yapmasına rağmen.

Aperatifler hakkında cömert olmasının yanı sıra, Fry gelişmekte olan bir yeteneğe de sahip. En çok satan paranormal doğaüstü seriden filme uyarlanan Vampir Akademisi'nde Amerika Birleşik Devletleri'nde ilk defa olan ekran başlangıcını yapıyor. Lucy, "başka bir vampir filmi"ne gelen şüpheci tepkileri anlıyor ama Fry ilk etapta kendini projeye çeken şeyin alışılmamış bir yaklaşım olduğunu vurguluyor: vampir dişleriyle birlikte cömert bir küstah dil. "Biz sadece kan içen alışılmadık ergenleriz." diye garanti veriyor. "Hiçbir şeyi ciddiye almıyoruz."

Fry oyunculuğa 14 yaşındayken başladı ve daha sonra Brisbane'deki yerli fiziksel tiyatro şirketine katıldı. Büyürken, ders programının dışında su topu, antik tarih ve sanat gibi dersler alıyordu ama her zaman ona en uygun olan sahne oldu. "Bunu fark etmiş olmak hoşuma gitti ve burada yapacakların hakkında hiçbir limit olmamasını sevdim." diyor. 18 yaşındayken, Avustralya'da yayınlanan sörf yapan uzaylılardan birini canlandırdığı Lightning Point dizisine dahil oldu. "Fantezi benim en sevdiğim türlerden biri." diye açıklıyor Fry. "Bunun tamamen absürt ve harika bir şey olabilmesini seviyorum, ve bu sana daha yaratıcı olman için imkan tanıyor-bir insan değilsin, bu yüzden herhangi bir şey olabilirsin."

Vampir Akademisi'nde, iyileştirme ve diriliş yetenekleri de dahil olmak üzere psişik yetenekleri şiddetlendiğinde sıkıntılar duyan bir Moroi prensesi Lissa Dragomir'i canlandırıyor. "Lissa, çok insancıl biri ama aynı zamanda vampir büyülerinden dolayı süper güçleri var ve bu onu biraz kararsız ve duygusal yapıyor." diyor Fry. Film, Londra'da çekildi ve Lucy boş günlerinde, şehrin eski salonlarını araştırdı, katılabildiğince çok gösteriye katıldı, Ulusal tiyatroda yayınlanan, Shakespeare'nin yeni bulunan oyunu Othello'da dahil olmak üzere. Bir gün o sahnede olacağına inanıyor ve rüyasının rolü Juliet'ken, bu günlerde daha çok kendini Lady Macbeth çizgisinde görüyor-"biraz karanlık ve çılgınca bir şey."

Uzaylı, denizkızı ve vampirden sonra onun listesini yeni gelen Avustralyan bağımsız bir yapım olan Now Add Honey'de olan rolüyle tekrar kontrol edin. Fry, bu filmde bir insanı canlandırıyor. Ve bu normal kızı canlandırmak onun için güzel mi oldu? "Pekala, ilk önce, o gerçekten normal bir kız değil." diyor laf arasında kahkalarla Fry. "Honey bir Los Angeles çocuk star." Bu düzenlemenin arkasında duruyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder